Hangisi daha gerçek, Akıl mı Madde mi? - Serkan Hüseyin Atay
Kayıt Dışı

Hangisi daha gerçek, Akıl mı Madde mi?

Sizce hangisi daha gerçek?

Cevabı çok basit değil mi? Birini görebiliyoruz. Diğeriniyse hayır!

Maddenin görünmediği insan yok.

Taş, toprak, güneş, hava, yaprak, ağaç, ateş, beton, cam hepsi birer madde.

Mevlana’yı işin içine karıştırırsak bu maddelerin bir yarısı madde diğer yarısı ise bilmediğimiz bir şeydir. Örneğin, elinize biraz tuz alın ve ne olduğuna bakın. Biri size ne olduğunu sorarsa çok kolay bir şekilde tuz olduğunu söyleyebilirsiniz. Oysa Mevlana o kadar rahat bir şekilde bunun tuz olduğunu söyleyemiyor.

Mevlana der ki: “Gördüklerinizin yarısına, duyduklarınızın hiç birine inanmayın.” Bu söze göre tuz, tuz değil başka bir şeydir, denebilir. Zira Mevlana’ya göre gördüklerimizin yarısına inanmalıyız.

Eğer yarısı tuz ise diğer yarısı nedir? İşte buna cevap vermesi çok zor.

Bir kadın gördünüz. Kapıdan çıkıyor. Saçı başı dağınık. Orasını burasını düzeltiyor. Daha sonra aynı kapıdan çıkan bir adam. Onunda üstü başı dağınık. Ne görüyorsunuz? Gördüğünüz şeyi anlamlandırabildiniz mi? Alan geniş. Sallayın. Şundan dolayı şöyle. Bundan dolayı böyle diyebilirsiniz.

Oysa gerçeği asla bilemezsiniz. Gerçeği ikisinden başka hiç kimse bilmiyor olabilir. Hatta sadece biri biliyor olabilir. Mevlana’ya göre bu görünüyü doğru yorumlayabilmemiz neredeyse imkansız.

Gördüklerimizin sadece yarısını tutturabileceğimiz için hiç yorum yapmamız en iyisidir. Çünkü yarım bilgi imamı dinden çıkarabilir. Yarım yamalak görüş bildirmek yerine hiçbir yorum yapmamak daha isabetlidir.

Peki gerçek ne? Ne zaman öğrenilebilir.

Kadının bir şeyler anlatması gerçeği ortaya koyar mı? Adamın üstünün başının dağınıklığının nedenlerini sıralaması gerçeği gösterir mi? Hayır. Mevlana duyduklarınızın hiç birine inanmayın diyor.

Genel ağda (internette) M harfi ile başlayan bir gazetede “tersine evrim” temalı bir yazı okudum. Bunu yazan kişi doğayı mahvettiğimizden başlayıp konuyu veganlığa karşı olduğuna getiriyor. Veganlığın ne olduğunu “vegan kimdir” adlı yazımda bulabilirsiniz.

Yine de vegan nedir’i kısaca açayım. Vegan diye bir şey yoktur. Canlının dişine göre beslenme şekli vardır. Anlaşabilmek adına vegan kelimesini kullanacak olursak dünyadaki tüm canlıların vegan olduğu rahatça söylenebilir. Neyse…

Yazıda biz insanların dışındaki canlıları kullandıkları farklı dilden dolayı anlamadığımız. Onların da bizler kadar zeki oldukları, verdikleri tepkilerin zekâ ürünü olduğu ve bunların bizi heyecanlandırdığı yazıyor. Kedi örneği verilerek bu durum destekleniyor. Balinaların nasıl oluyor da insanlarla iletişim kurmaya çalıştıkları ve fakat dillerini bilmediğimiz için onları anlamadığımızın örneği veriliyor.

 

Bu uzun yazıda ilginç bir şekilde hayvanları anlamadığımız, doğayı katlettiğimiz vurgulanırken birden yazı “ben veganlığa karşıyım” şeklinde garip bir şekilde bitiyor.

Şimdi buz bir maddedir. Kutuplardaki balinalar o buzu görmektedir. Mevlana’ya göre suyun o donmuş hali buz değil başka bir şeydir. Balinaya göre nedir bilemeyiz. Çünkü yazıda söylendiği gibi balinayı anlayamıyoruz. Hoş anlasak da yine Mevlana’ya göre onun söylediğinin hiçbirine inanamayız.

Peki gözümüzün önünde duran, onu gören herkesçe sert olduğu kabul edilen buz, herkesçe sertse ve bu bir maddeyse, bunun bir madde olmadığını söyleyen akıl mı gerçektir, yoksa bu madde mi?

Hintlilerin Oscar almış filmi “Pi”ye göre cevap kesinlikle akıldır.

Nasıl olur?!

Madde önümüzde duruyor. Kim dokunsa sert mi yumuşak mı olduğunu söyleyebiliyor. Kanıta dayalı bir tanılama var. Rengini, varsa kokusunu, ağırlığını, uzunluğunu vs. gibi özelliklerinin hepsini söyleyebiliyoruz. Ayrıca bunların hepsi herkese göre de aynı. Oysa Mevlana’nın söylediğine göre akıl ürünü olan söyleyişlerin hepsi yalan, yani gerçek değil. Oysa Pi filminde madde değil, akıl gerçek.

Biraz tezat değil mi?

Sizce hangisi gerçek akıl mı?

Hintliler mi haklı? Akıl maddeden daha mı gerçek?

Nasıl oluyor da görünmeyen bir şey görünen bir şeyden daha gerçek olabiliyor.

M harfi ile başlayan gazetede vegan yazısını yazan kişi “Etçil olup et yemeyen hayvan yoktur.” 😊 şeklinde bir cümle kurmuş. Bu gıdıklayıcı cümle mi gerçek? Et mi gerçek?

Hintlilere göre et gerçek değildir. Et bir maddedir ve hem Mevlana hem de Hintli film etin gerçek olmadığını ama yukarıda akıl ürünü olan ve gerçek olmayan o cümlenin gerçek olduğunu söylemekte. Yani Mevlana, yukarıdaki o absürt cümleyi onaylamaktadır.

Ne acayip değil mi?

Bunun doğru olduğunu kabul edersek süreç nasıl işliyor. Aklın değil de maddenin gerçek olduğunu bilebilir miyiz? Hayır.

İşin içinde insan oldukça da asla bilemeyeceğiz gibi!

Aklın gerçek olduğunu kabul edelim. Ne oluyor da madde değil de akıl bir üstte gerçek olarak karşımızda duruyor.

Cevabı insanın hayal gücüdür.

Cevabı insanın gerçeğe değil de hayale inanmasıdır.

Hiçbir gerçek hayal kadar gerçek olamaz diye bir söz mutlaka duymuşsunuz.

Ortada tek bir insan varken, evet, et maddedir, gerçektir. Etin gerçek olmadığını söyleyen akıl ise gerçek değildir. Oysa ortada birden fazla insan varsa işler değişmeye başlar.

İki veya daha fazla kişiden oluşan toplumda zekâ mefhumu kaybolur. Gerçeği ortaya koyacak akıl bireyde varken, iki veya daha fazla kişiden oluşan aynı psikolojiye sahip toplumda artık gerçek ikinci sıraya atılır. Asıl olan artık o toplumun ne düşündüğü, neye inandığıdır. Artık gerçek sadece o toplumun inandıklarıdır.

Siz duvara bakıp bu bir maddedir, dediniz. Karşınızdaki toplum bu bir madde değildir, diyorsa artık onların söylediği gerçek, sizin söylediğiniz yalandır.

Çin seddi Ay’dan görülebiliyormuş! Yerseniz.

Ama yemek zorundasınız çünkü toplum buna inanıyor ve gerçek olan bu! Durum maalesef öyle!

Bir kilometre ötede taş maddesinden yapılan dağ ucundaki kaleyi göremiyorsunuz. Dürbünle bile zor görüyorsuuz ama Ay’dan kalenin beşte biri enindeki bir Çin Seddini görebildiğiniz gerçeği apaçık karşınızda duruyor. Aya gitmediniz mi? Önemli değil. Gittiğinizi hayal edin yeter. Gitmiş gibi olursunuz 😊 zaten biri sizi aya götürse bunun gerçek olduğuna inanmazsınız. Essahtan mı diye sorarsınız. Dolayısıyla sizin aya gitmiş olmanız gerçeği gerçek değil, gitmeden Çin Seddini görmek gerçektir.

Akıl toplumun zekasıdır. Toplumun zekâsı bu bilginin gerçek olduğunu söylüyorsa siz istediğiniz gerçeği söyleyin. Beyhude!!

Size kimse inanmaz.

Etçil olup et yemeyen hayvan yoktur.

Tavşan olup havuç yemeyen tavşan yoktur. Nasıl? Uydu mu? Uydu değil mi?

Canlı anırıyorsa eşektir.

İnandınız mı?

İnanmamalısınız. Çünkü ben söylüyorum. Mevlana, bana inanmamanız gerektiğini söyler. Çünkü anıran bir insan da olabilir. Afrika’da telefon tellerindeki sesleri takip edip telefon sesleri çıkaran papağanlar buna çok güzel örnektir. Havlayan papağan da vardır. Dolayısıyla bir canlı anırıyorsa eşektir önermesi gerçek değildir.

Duvar serttir.

İnandınız mı?! İnanmamalısınız.

Veganlığa karşı olmamız gerekiyormuş! İnandınız mı? İnanmamalısınız. Mevlana öyle diyor.

Fakat M. Harfi ile başlayan gazetede okuduğum veganımsı yazı ve Pi filmi aklın gerçek olduğunu savunmakta ve inanmanız gerektiğini söylemektedir.

Nihayetinde akıl gerçektir, madde değil.

Gel de inan!

 

Aşk Nedir? Ne Değildir?

Üzüntü Olmadan Mutluluğun Ne Olduğunu Bilebilir miyiz?

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı