Cehalet Nedir? Cahil Kimdir? Cahil Olunmaz? - Serkan Hüseyin Atay
Kayıt Dışı

Cehalet Nedir? Cahil Kimdir? Cahil Olunmaz?

CEHALET NEDİR? CAHİL KİMDİR? NASIL CAHİL OLUNMAZ?

Kadın omzunu hafifçe sıyırdı! Sonra yavaşça…

Yazıya böyle bir giriş yapsam, eminim okuyucuya dikkat çekici bir uyaran sunmuş olurum. Yine de en az bunun kadar dikkat çekecek bir…

“Bir” dedim ama durumu açıklayacak söz öbeğime siz deyin ki atasözü (bu hoşuma 😊 gider); ben deyim ki durumu en iyi açıklayan cümle… her ne dersek diyelim ve bu yazının ilk cümlesi kadar dikkat çekmeyebilir de olsa bu giriş sözleri durumu o kadar güzel anlatıyor ki anlatamam 😊 yerseniz! Hem bu cümle adeta bir cahilin akıl kısalığına da sahip… nedir mi o cümle? Hemmen yazayım:

“Cahil, diretendir.” TDK, cahil kelimesinden sonra virgül konmayabileceğini, çünkü öznenin fiile çok yakın olduğu için konmayabileceğini ima eder, ama bu hangi cahilin umurunda ki 😊 neyse… bunun zaten konuyla bir ilgisi de yok!

“Cahil diretendir.”

Evet, bu kadar kısa ve özlü bir anlatımla cehaletin sarmaladığı kişi kolayca betimlenebilir. Ne zaman mı? Biri size: “Cahil kimdir?” diye sorduğunda tabi. Sormazsa ne olur? O zaman o sormayan kişinin sorgulamaya “en iyi bildiklerinden” başlamadığı anlaşılır, çünkü cahil, şu an ben farklı bir açıdan yaklaşana kadar herkesçe “bilgisiz kimse” olarak biliniyordur. Oysa cehaletin bilmeyle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Tam tersine alimler; bilgisizliği, bilmiyor oluşu, Cem Yılmaz’ın yerdiği “biliyorum” deme erdemine sahip olmayı bilgelik olarak tanımlar. Yani bilmemek ayıp değildir. Yine tam tersine en büyük erdemlerdendir. Bu erdem yarım bildiğini söylememektir. Bildiğini tam söylemektir. Tam bildiğinden ve bilmediğinden de emin olarak biliyorum ya da bilmiyorum diyebilmektir. Ancak bu sadece bilgelikle alâkalıdır ve bu bilgeliğe “diretmeme” eşlik edince “âlimlik” ortamda güneş gibi parlamaktadır. Bunun yanında mutlaka söylemeli… Kişinin cahil olmaması için bilgiye çokça ihtiyacı yoktur. Birazdan açıklayacağım fakat ondan önce ortada komik bir durumun var olduğunu belirtmeliyim.

Cahil kişi bazen tam bilir ve tam bildiklerini söyleyince cahil olmadığını sanır, çünkü tam bilen insanın cahil olamayacağı yanlış önermesi öğretilmiştir. Bu kötü kültürlemeye sahip cahilimiz bildiği her şeyi söylemekle cahillikten kurtulmaz. Ne zaman ki bildiği her şeyi söylemekten kurtulur, o zaman cahillikten uzaklaşmaya başlar. Çünkü istediği her şeyi söyleyen, istemediklerini de duymaya başlayacak ve cehalet iki taraftan birinin diretmesiyle su yüzüne çıkmaya başlayacaktır.

İnsan, şehir de mi köyde mi daha iyi sosyalleşir?

Tabi ki şehir?

Neden?

Nedeni yok. Öyle işkembeden salladım. Şaka şaka… şehirde öğrenmek için her şeye sahipsin, köyde ne var ki?!

Yanlış! İnsan köyde daha iyi sosyalleşir?

Hadi ya!

Köyde doğan biri köydeki kültürün tamamını (%100) edinir. Sosyalleşme, içinde bulunulan sosyal duruma tam olarak (%100) uyabilmektir. Örneğin köylü köydeki evlenmenin her unsuru konusunda tam bilgiye (%100) sahiptir. Evleneceği zaman ne yapacağını yüzde yüz bilir. Alacağı hediyeden yerine getireceği en ufak davranış örüntüsüne kadar her şeye tam olarak sahiptir. Keza cenazeyi, asker uğurlama kurallarını, doğumda ne yapılacağını vs. her şeyin oluşuna dair tam bir farkındalığı sahiptir ve bunlara ister istemez uyar. Oysa şehirde öyle değildir.

Köyde kültüre dair bin bir öge varsa hepsini bilen köylüye karşılık; şehirde yüz bin bir öge vardır ve kişi bu ögelerin çok azına sahip olarak yani asosyal (sosyalleşmemiş) biri olarak yaşar. Evleneceği zaman nerede evleneceği konusunu araştırmaya başlar. Köydeki araştırmaz, bilir; düğün, evinin hemen yanında yapılacaktır. Şehrin neresinde, ne zaman, nasıl bir evlilik teklifi yapacağı konusunda şaşkın ördek gibidir. Gider balonda teklif eder, gelini korkutur. Su altında eder, gelini öldürür. Mübalağa yaptığıma bakmayın, anlatımım sadece durum içindir, örnekler için değil… Sonuçta köylü, evlilik teklifinin kızın evinde yapılacağını bilir. Bunu tüm köylü bilir. Oysa şehirde bunu sadece damat bilir. Dolayısıyla sosyalleşme köyde yüzde yüzken şehirde bazen yüzde beş bazen yüzde yirmidir. Niye üst sınır olarak yüzde yirmi dedim. Çünkü şehirde tango vardır ve bazıları tangoyu duymamış, bazıları duymuş ama ne olduğunu bilmez olur, bazıları bilir ama yapmamış olur vs. vs. şehirdeki kültürü edinme olan sosyalleşme, köydeki kadar başarılamaz. Bu sosyalleşme başarılamayınca yani kişi az bilince cahil sanılır ve ne olur biliyor musunuz?

Kulaklarınıza inanamayacaksınız!

Tango bilmiyor musunuz?

Ne kadar cahilsin 😊 keşke ölsen!

Hiç stick yemedin mi? Aaaa.. cahilsin, hem de hala yaşıyorsun.

Hiç şu neydi.. şusi.. yo yo… şu si’den hiç yemedin mi? Yaaa… sen bi git, şu köşe de bi öl ya… Ne kadar cahilsin!

Kripto parayı ilk kez mi duyuyorsun? De get… uzaydan mı geldin, cahil seni!

Ne? Hiç duymadın Köfteci Şusiymi’yi… Öle mi? Olum sen git ıntıhar ed! Nası bilmezsin? Ne kadar cahilsin?

Olm.. bunnar asparagas… foreksçi olmak için latte içerken adeta meditasyona adapte olcan.. O ne demek mi? Türkiye’de Türkçe kelime kullanmaya utanmıyor musun? Ne kadar banal… ne kadar cahilsin, bi bilsen?

Kulaklarınıza inanmıyorsunuz değil mi? Kişinin asla başaramayacağı şehir sosyalleşmesinin cehaletle eş tutulması size garip geliyor değil mi? Aslında bu garipliği şu an hissediyorsanız ve bilgisiz olmaya hala cehalet diyorsanız ortada garip bir durum var demektir. Üç tarafı denizle çevrili bir şehirde bir kadının hiç deniz görmemesi cehaletle değil başka şeylerle açıklanabilir. Yedi çocuğu vardır. Kahvaltı, öğle yemeği, çamaşır bulaşık derken, üstüne koca da eklenince hiç zamanı kalmıyordur. Denizi gidip görmemiştir. Bu onu cahil yapmaz. Fakat bu kadının deniz görmemiş olmasını korkunç bir cehalet gibi herkese anlatarak bu davranışında direten kimsenin cahil olduğu pek ala anlaşılabilir. Zira diretiyordur. Ona göre bu imkânsız bir şeydir. Hiç kimse onun bu davranışa şaşırmasına engel koyamaz. Koysun. O yine diretir. Zira cehaletin direği diretmektir.

Şimdi…

İnsan neye diretir?

Bizim köyün bir balçığı vardı. Bir köpek o balçığa girmiş ve sadece kuyruğu görünür olacak şekilde balçığa saplanmış. Sonra ne mi olmuş? Köylü birbirine girmiş. Niye? Bir köylü: “Köpeğin kuyruğu da batmıştı.” derken diğeri: “Batmamıştı. demekte… bunu takip edenler de birbirine girmekte…

Aradan uzun bir zaman geçer. Köylüler barışır. Hoş bir anda bir köylü bir diğer köylüye: “Aslında… der.” Biraz bekledikten sonra: “Aslında o köpeğin kuyruğu batmamıştı 😊 der, ve köylü yine birbirine girer.

Diretmek budur işte… bu konuda diretmenin ne anlamı var diyeceksiniz. Öyle anlamlı bir bağı var ki yaşamla.. anlat anlat bitmez. Fakat ucu cehalete geliyor. Köpeğin kuyruğu batmış olsa da olmasa da bu konuda diretmek cehalet belirtisidir.

O değişsin. O değişmedikçe ben değişmem diyerek fikrinde diretmek, cehalet belirtisidir.

O bana bunu yaptı. Bunun karşılığını almakdıkça ben bu davranışımı değiştirmeyeceğim demek cahilliğe göz kırpmaktır. Diretmektir. Tam burada eklemeliyim. İlginç bir şekilde yoga cehaleti almakta, karşıdaki insanı anlamayı öğretmektedir. Din, bir şekilde cahil olmamayı özendirmekte, bunu da: “Zannın çoğu haramdır.” Diyerek yapmaktadır. Siz zannetmekte diretirseniz, cahilsinizdir, demektedir. Neyse…

Kısaca herhangi bir konuda direten insan cahildir, denebilir. Bilgisiz olması hiç önemli değildir. Zira ya köyde ya şehirde büyümüştür. Ya sosyaldir (köylü) ya da asosyal (şehirli), ikisinin de hiçbir önemi yoktur. Önemli olan muhabbete konu olan durum hakkında herhangi bir diretme göstermemesidir. Sonuçta kişi madem “bilmiyorum” deyip kenara geçince alimlik mertebesine nail oluyorsa, tersinde biliyorum deyip bilse veya bilmese de bunda diretmesi cahillik göstergesidir. Neden?

Cahilliğe açıklama veren tek şey bir nesne veya olayı doğru yorumlayabilmektir de ondan.

Ormanda büyüdünüz. Cahilsiniz 😊 keşke ölseniz. Hiçbir şey bilmiyorsunuz. Şaka şaka… isterseniz ormandan büyüyüp hiçbir şey bilmeyin. Size, bir insanı veya kediyi incitmenin bir farkı olup olmadığı sorulduğunda, tabi ki var, deyip yanlış yorumda bulunuyorsanız ve daha sonra size aslında ikisinin de aynı acıyı hissettiği açıklandığında, hadi canım, fark olmaz olur mu? diyerek diretmeye devam ediyorsanız, Harvard ya da Boğaziçi’nde profesör olmanız, cahil olduğunuz gerçeğini değiştirmez çünkü siz hala diretiyor ve olayı doğru yorumlamamakta diretiyorsunuzdur demektir. Dolayısıyla ormanda büyüyerek ve hiçbir şey bilmeyerek cahil olmazsınız, olayı yanlış yorumlamakta direterek cahil olursunuz.

Tam tersi: “Hakkaaaaat… ikisi de canlı, tabi ki acıyı hissetmede bir farkları yok.” Deyip önce yanlış yorumu gerçekle uyumlaştırabiliyorsanız, daha önceki yanlış yorumunuzda diretmiyorsunuz demektir. Diretmemeniz sizin cahil olmadığınızı göstermek için yeterlidir. Diretirseniz, gerçeği görmemekte diretiyorsunuzdur, demektir. Gerçeği görmek istememek bir tür cehalettir, çünkü gerçeği görür hale gelmek diretmekten vazgeçmek, alimliğe gitmek demektir. Diretmeyen insan cahillikten kurtulacağı için ve cahil, bu kurtuluşa asla eremeyebileceği için cahildir. Zaten diretmese kurtulacaktır. Cahillik ancak direterek gösterilebilir.

 

Şehir değil de “mega şehir” olarak adlandırılan dev şehirde yaşadığınızı ve oralarda bilinecek binlerce şeyin olduğunu ve bunların en fazla yüzde beşini öğrenebileceğinizi düşünün. Bu sizin yüzde doksan beş oranında cahil olduğunuzu göstermez. Bu bile cehaletin bilgiye sahip olup olmamakla alakalı olmadığını göstermek için gayet yeterli bir tespittir. Öyle olsa dağda tek başına yaşayıp etrafındaki her şeyi öğrenene alim denirdi. Buna benzer insanlar olmasına rağmen onlara alim denmez.

Yine anlatımda bir şeyler eksik…

Diyelim ki dünyada bir alim var. Ne sorsanız, biliyor. Tüm dünya tanıyor onu. Diyelim ki biz marsa gittik. Marsa gittiğimizde bu alimin hali nice olur 😊 marsta nasıl yaşanacağına dair hiçbir şey bilmiyor. Bu onu cahil mi yapacak? Hayır.

Diyelim ki ormanda büyüyen biri var. ne sorsanız, bilmiyor. Tam alim 😊 çünkü insan öğrendikçe aslında bir şey bilmediğini, dünyada ne kadar küçük anlamaya başlar. Neyse… Dünyada onu tanıyan yok. Diyelim ki marsa gittik. Marsa gittiğimizde eğer orada nasıl yaşanıra dair doğru yorumda bulunuyorsa hiçbir şey bilmemesine rağmen onun cahil olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bilip bilmemeyle değil de bir nesne veya olayla ilgili diretip diretmemek cahilliğe giden yolu açmakta ya da kapatmaktadır. Bilip bilmek sadece ve sadece sosyalleşmeyle alakalıdır. Çin seddi aydan görünüyormuş. Evet. Bu doğru. Ben gitmeden bunu biliyorum. Görmeme gerek yok. Bu durum böyle. Bunun tersini kimse bana kabul ettiremez. Alın size bir cahil. Neyde diretiyor? Tabi ki asla ve asla gerçekleşmemiş bir olayı devam ettirmede…

Nihayetinde cahil, belli bir konuda hep diretir. Nasıl cahil olunmazın da cevabı da burada yatmaktadır. Siz genelde insanları dinlememeniz konusunda pek çok uyarı alıyorsanız ve durumun böyle olmadığını iddia ediyorsanız. Yani diretiyorsanız. O çoğunluğun bu yazıdan sonra size yeni bir sıfat takma olasılığı var. Gerçeğin farkına varmak için insanları dinleyip dinlemediğinizi araştırıp gerçeği bulma adına bir adım atıp önceki davranışınızdan farklı bir şey yapıyorsanız, yani diretmiyorsanız, cahil olmamak adına da bir adım atıyorsunuz demektir. Bu bilme ile değil duygu değişimi ile alakalıdır. Vazgeçme ve feragatla alakalıdır.

Belki de vazgeçince, yani diretmeyince, her şey daha iyi olacak, kim bilebilir?

Bob Dylan’ın bir sözü var: “Asla bir salakla tartışmayın; çünkü dışarıdan bakanlar, hanginizin salak olduğunu anlamayabilir.

Bu söz cahillere uyduğu için onlar için de kullanılmaktadır. Şöyle: “Cahille tartışmayın, dışardan bakanlar hanginizin cahil olduğunu anlamayabilir.”

Dışarıdan bakanların cahili seçememesinin sebebi sadece ve sadece diretmedir. TV ekranlarında gece yarısı iki profesörün canla başla neredeyse bağırarak tartışmasında hangisinin alim olduğunu anlamamamızın nedenini artık biliyorsunuz

Hangisi daha gerçek, Akıl mı Madde mi?

Aşk Nedir? Ne Değildir?

Hayatın Anlamı Nedir

Üzüntü Olmadan Mutluluğun Ne Olduğunu Bilebilir miyiz?

Click to rate this post!
[Total: 2 Average: 5]

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı