Bakın…
Ruhu uçmuş!
Geri getirmeye çalışıyorlar.
Nasıl mı?
Bu soruya cevap vermeden önce ruhun ne olduğuna bakalım.
Ruh iki bakış açısına göre tamamen farklı iki görünüden ibarettir. Görünü diyorum çünkü biri nur diğeri elektriktir. Kültürümüzde ikisinin de görünüsü aklımıza kazınmış durumda. Birini Hayalet Casper gibi hayal ediyoruz.
Diğeri de zaten yağmur yağınca görünür oluyor. Bu görünü, evde kullandığımız aletlerinde içinde ne dolaştığına dair bize fikir veriyor. Yoksa ne elektrik ne de nur güneş ve ay gibi görünür şeyler değildirler.
Kurana Göre Ruh Nedir?
Dinimize göre ruh vardır. Kur’an’ın 17. Suresi olan İsra Suresinde şöyle geçmektedir: “Bir de sana “ruh” hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindedir, O’nun bileceği işlerdendir. Size sadece az bir ilim verilmiştir.”
İlginç bir şekilde bu yazının başlığına cevap da verilmiş! Kur’an’a göre kesinlikle ruh var. Yaşamdan önce var olduğu “ruhun üflenmesi” sözünden anlaşılmaktadır. Üflenen bir şey önceden vardır. Bedene üflenir. Bedeni yaşatır.
Beden öldükten sonra da ayrılır. Ayrılması da yaşamdan sonra devam ettiğini gösterir. Zaten cennet ve cehennem bunun için var.
Ayrıca ruhun üflenmesi olayı da “Size sadece az bir ilim verilmiştir.” sözünde olduğu gibi bilindik bir durum değildir. Üç farklı olasılık söz konusudur:
- Ruhu Allah insan bedenine üflemiştir.
- Ruh ile kastedilen Cebrail’dir. Ruhu insana o verir.
- Ruh adında bir melek insanlara ruhu üfler.
Bu üç olasılık sadece veriliş şekli ile alakalıdır. Dinimize göre ruh kesindir. Öncesi, anı ve sonrası ile vardır.
Gel gelelim başka bir görüşe…
Ruh uçmuştur.
Doktorlar o ruhu getirmek için canla başla uğraşırlar. Peki ruh önceden varsa ve bedene üflenmişse ve bedenden ayrılırsa tekrar geri gelir mi? O zaman ruhun öncesi, beden anı, bedenden kısa süreliğine ayrılması, geri gelmesi ve sonrasında çeşitli olasılıklara göre geri gelip en sonunda gitmesi gibi üçten fazla durumu mu var?
“Can bedenden çıkmayınca…” sözü acaba ruhun bu uçma ve birkaç dk. içinde geri gelme durumunu mu özetliyor acaba? Yani kalbin beş dakika durması anında aslında ruh uçmuyor mu?
Buji…
İnsanlığın yaptığı işlerin başlatıcısı olduğu bilinse eminim ki çok daha fazla önem verilen bir parça olurdu. Ayrıca dinî bakışın ardında bir açıklamanın da başrolünde olduğu bilinse çok çok daha önemle anılmasının gerekliliği fark edilirdi.
Yine de buji bildiğimiz buji… Ne işe yarar? Motora ilk hareketi verir. O kadar. Çok basit bir işi var. İyi de ilk hareketi vermek bu kadar önemsiz bir şekilde mi anlatılmalı? Bir futbolcunun bilmem kim için attığı bilmem ne konulu bir tivit yanında bu durum güneşin yanında ben kadar küçük görünmekte… peki ilk hareketin ne kadar değerli olduğunu anlayabilmiş biri var mıdır?
Arşimet: “Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım!” demiş. Bir dayanak noktasının ne kadar önemli olduğunu anlatan başka bir söz bulunmaz.
İnsanda ruh bedene can veriyorsa ve ruhun olmadığını bir anlığına varsayarsak acaba insanın canlı olmasını sağlayan ve ruhun yansıması kabul edilecek şey nedir?
Ruh; Allah, Cebrail ya da Ruh adlı melek tarafından verilmiş durumda. Peki bunların yerine insana ilk hareketi veren ne olabilir?
Tabi ki buji…
Kalpte sinüs adında bir buji vardır. Kalbe ilk ve sonraki hareketi sağlayacak sinyali sağlar. Arabaya da ilk hareketi veren buji, daha sonra da aynı şekilde motora hareket vermek üzere sürekli ateşlenir. Kalpteki sinüs düğümcüğünün işlevi budur ve kalbe sürekli elektrik sağlar. Dolayısıyla insanda ruh’un yansıması elektriktir diyebiliriz.
Bakın…
Ruhu uçmuş!
Geri getirmeye çalışıyorlar.
Nasıl mı?
Doktor eline elektro şok cihazını yani defibrilatör aletini almış ruhu geri getirmeye çalışıyor. Ruh dediğimiz elektrik nasıl oluyor da kayboluyor?
Kalbe düzenli elektrik sağlayan sinüs düğümcüğü kalbe karşıdan baktığımızda sol üstte durur. Minicik bu şey insanın bujisidir. O buji, kalbin normal ritmini etkileyecek hızlı atım, titreşim ya da durma şeklinde çalışmaya neden olacak şekilde bir elektrik sağlarsa defibrilatördeki yüksek akım göğüs bölgesine verilir.
On dakika süre vardır. Birinci dakikada elektriği normale çevirme şansı onda dokuzdur. Onuncu dakikada ise onda birdir. Ruh dediğimiz elektriğin geri gelmesi için toplam süre on dakikadır.
Avrupa futbol şampiyonasındaki Danimarka Finlandiya maçı. Eriksen birden yere yığılır. Doktorlar anında kalbin ritmini normale çevirmek için kalp masajı yapmaya başlar. Ardından defibrilatörü getirirler.
Tam on dakika sonra defibrilatörü kullanmayı bırakırlar. On dakika sonra bırakmalarının ilk sebebini artık biliyoruz. Çünkü bu alet en fazla on dakika işe yarıyor. Peki on dakika sonra ne olduğunu ise bilmiyoruz.
Belki de Eriksen vefat etti, elektriği son buldu, ruhu öbür tarafa uçtu. Bilmiyoruz. Bize gösterilen tek bir fotoğraf var. O da Eriksen’in gözleri açık, eli başındaki fotoğrafı… Yine de neden on dakika sonra defibliratörün kullanımının sonlandığını artık biliyoruz.
On dakika Sonra da arkadaşları ağlamaya devam etti. Hiçbir “ruh geri geldi sevinci” göstermediler. Öldüyse bize bu neden söylenmedi? Söylense ne olurdu? Bilmiyoruz. Neyse…
İnsanda ruh varsa doktorlar neden elektrik şok aleti kullanır? Ruh aleti kullanılması gerekmez miydi?
Ruh, elektrikle özdeşse yani ruh aslında elektrik ise o zaman elektro şok cihazının kullanılması mantıklı geliyor. Bu da elektrik dediğimiz ruhun öncesinin ve sonrasının olmadığını gösterir.
Yazıyı her zaman her yerde verilen araba örneği ile bitirebiliriz.
Arabada elektrik yoktur. Zira buji daha takılmamıştır.
Buji takılır ve araba can bulur.
Buji bozulduktan sonra artık arabada can kalmaz. Ölü bir insandan farksızdır. Aynı Eriksen gibi hareket etmez. Elektrik artık yoktur. Dolayısıyla ruh da yoktur.
Doğa Veya Yetiştirme Bir Kişinin Kişiliğini Oluşturur mu?
Kimse görmezse veya bilmiyorsa yanlış bir şey yapmak doğru mudur?
Bir şeyin gerçek olup olmadığını nasıl anlarız?
Herkesin Hayatı Eşit Değerde Mi?
Hangisi daha gerçek, Akıl mı Madde mi?
Alt Tire ( _ ) ve Orta Tire ( – ) Nedir? Klavyeden Nasıl Yapılır?
