Araçlar Ve Uygulamalar Duyguları Aldı Mı?
Kayıt Dışı

Araçlar Ve Uygulamalar Duyguları Aldı Mı?

TDK’ye göre Palan.. Genellikle eşeklere, bazen de atlara vurulan, kaşsız, enli, yayvan ve yumuşak bir çeşit eyer.

Araçlar Ve Uygulamalar Duyguları Aldı Mı?

Ben o kadar küçüğüm ki beni iki yanda cebi olan palana benzer eğerin yandaki bir kesesine koymuşlar. Bağa gidiyoruz. Palanın içinde sadece gökyüzünü görebiliyorum. Salana sallana gidiyorum. Dengenin sağlanması için diğer cepte kardeşim var. Derken iki kocaman el beni yukarı çekip sımsıcak toprağın üstüne indiriyor. Üstünden indirdikleri eşeği görüyorum. Kapkara.

O günlerde bağa gidişte eşekten başka hiç bir araç kullanmıyoruz. Araç dediğim de yukarıdaki soruda belirtilen teknolojik bir araç değil. Bağda yenen yemekse üzüm ve üzümün yanında tandır ekmeği.

Mercimek çorbasından oluşan kahvaltıda kullanılan araç gereç yüksek olmayan bir tencere ve kaşıklar. Herkes aynı kaptan yiyor. Ben o zamanlar kaşığı kılıç gibi tutup yiyorum.

Sadece akşam yemeğinde bir araç var. O da hava karardıktan sonra yenmişse o araç kullanılıyor. Gaz lambası.. O şeyin fitili yakılır. Üstündeki cam konur ve duvara asılırdı.

Su, kuyudan kova ve iple çekilirdi.

Düğünde zamanın en büyük teknolojisi kocaman bir teyp kullanılırdı. Millet etrafında halay çekerdi.

Gelelim Günümüze

Günümüzde artık bir yere gitmek için yere, zamana, kişi sayısı ve benzer ihtiyaçlara göre o kadar çok farklı araç var ki saymakla bitmez. Tren, uçak, araba, bisiklet, teleferik, metro, otobüs, vapur, kayık, gemi, deniz otobüsü, füze, dron, yat, helikopter, say say bitmiyor.

8 Duygumuz Var

Sevinç, Güven, Korku, Şaşkınlık, Üzüntü, Tiksinme, Öfke ve Beklenti.

Benim 8 duygum palanın cebinde farklıydı da uçak ya da trende farklı mıydı? Bakalım…

Yolculuk

Palana koyduklarını tam hatırlamıyorum fakat yolculuğu ve palandan indirmelerini hatırlıyorum. O cebe beni koyanlar, benim güvendiğim insanlar oldukları için yolculuğun epey bir güvenli olduğunu söyleyebilirim. Gökyüzünün maviliği ve boşluğu beni şaşırtıyordu. Beklentimse yoktu. Çünkü rolüm sadece oturmaktı. Bana bu rol biçilmişti. Ben de onu yapıyordum.

Günümüzde bir ulaşım aracına bindiğimde ilginç bir şekilde öncekinin tersine 3 duygum harekete geçmişken ulaşım aracında neredeyse tamamı uyarılmaktadır.

Sıcakta klima açık olduğu için seviniyorum. Araç (metrobüs) sağa sola dönmediği için oldukça güvenli, eşekten hiç bir farkı yok. Eşeğinse doğal havalandırması ve konforu vardı. Metrobüsten inen birinin ayağı kendi ayağına takılıyor. Paldır küldür metrobüsün diğer yoluna düşüyor ve metrobüs gelip ona çarpıyor. Ben çocuk altında ezildi öldü sanıyorum. Korkuyorum. Şaşkınlık, üzüntü ve ölmemesine dair beklentim var. Biraz da kızıyorum. Niye o kadar acele ediyor diye.

Kahvaltı

Günümüzde kahvaltı kahvaltıyı yapan kişinin çılgınlığına göre o kişi araç sayısına sahip!

Ekmek kızartma makinesi, fırın, tava, çatal, kaşık, çay kaşığı, bıçak, servis için bir altlık, yumurta kabı, kase, ekmek kabı, çaydanlık, süzgeç, çay makinesi, fritöz, masaya yakın bir TV, mutlaka bir masa, sandalye, bir sürü tabak vs. vs.

Gördüğünüz gibi bunlar sadece araçlar… Yiyeceklereyse hiç girmiyorum bile. Beş çeşit peynir desem ne dediğimi anlayacaksınız. Burada şunu belirtmeden geçemicem. Ülke dışındaki şehirlerde kahvaltı için bu kadar araç ve bu kadar yiyecek kullanılmadığını görmek beni oldukça şaşırtmıştı. Nasıl orada camekanlarında çok az reklam var ve dükkan dışardan bakıldığın o kadar sade… ülkemizde her dükkan kına yapan gelin gibi süslüdür. Yolda giderken her gün hepsini okuya okuya gidiyorsunuz. Bir kelime var. Ne anlama geldiğini bir türlü öğrenemedim. Her camekana sürekli kalacak şekilde yapıştırılmış. Büyüklü küçüklü şöyle yazıyor: “İNDİRİM indirim İNDİRİM” Bu kelimelerin yanında da 9 ya da 99 yazmalı muhakkak!

Eskiden sadece sevinç duyuyordum çünkü sevdiğim çorba alışık olduğum kaşığımla bana müthiş keyif veriyordu. Şimdiyse yiyeceklerin hepsi sorunlu, üzüntü verici… araçlar her an bir sorun çıkartıp aynı üzüntüyü yaşatabiliyor. Oramızı buramızı yakıyor, kesiyor, yırtıyor. Neden? Çünkü kahvaltı günün en önemli yemeği! Yersen! Neyse… burada da duygular daha fazla uyarılmakta…

Akşam Yemeği

Akşam yemeği daha bir felaket artık. Çünkü daha çılgın olmak için bir sebebiniz var. Ne mi o? Misafir!!!

Et yemeli, oturulmamış salonda oturulmalı, iki farklı araçla (ketıl ve çay makinesi) ona çay yapmalı vs. vs. Duygular, burada da daha az uyarılmış değil. Çay olmuş mu olmamış mı, bardaklar küçük mü, çay makinesi iyi pişiyor mu, tavuğun budu fırından dolayı mı pişmemiş? Neredeyse 8 duygunun tamamı uyanık…

Su

Hiç sormayın… Su artık 3 TL hem de 2 bardak su 3 TL yani bir bardağı bir buçuk lira…

Ben bu suyu sevmiyorum. Şu su daha iyi sanki.. ben şu suyu hiç içmem.. hep şunu alırım.. sudan zehirlenen kişi sayısı 94’e çıktı. Arayın ne arasanız. Yüzünüz gün içinde sırf su kaynaklı yaşantılardan farklı farklı hallere bürünür. Biz arıtma kullanıyoruz. Biz damacana…

Biz kuyudan çekerdik. Dişlerim bembeyazdı. Hastalandığımı da hatırlamıyorum şehre gelene kadar…

Ve son başlık…

Düğün

Düğünde kullanılan tek araç teypken artık çılgınlığı sınırsız yaşayabileceğiniz en dikkat çekici sosyal olaydır düğün ve kullanılan araçların sınırı yok.

Dalış tüpü (gelini boğmak için), balon (gelini aşağı atmak için), himalayaların tepesine çıkaracak bir helikopter (damadı dondurmak için), uçak (geline gökyüzünden sürpriz yapmak için) silah (damada kafayı yedirtmek için) o kadar çok şey var ki düğün için.. o normal şeyleri saymıyorum bile… Kadın evlenmeden önce, evlendiğinde ve evlendikten sonra hayatında evlilikten başka bir şey konuşmuyor gibi… Bir de bunlara dair kullandığı günümüz araçlarını bir düşünün. Sizce bu duyguların sekizini de yaşar mı, yaşamaz mı?

Evet. Hepimizin gördüğü şey bu duyguların tamamını neredeyse tek günde yaşıyor. Seviniyor, ağlıyor, kaza yaşıyor üzülüyor (çünkü kullandığı garip araçlar hata veriyor), damat ve gelinin beklentisi var (illa ayağa basılacak, selfi yapılacak vs.)

Yine de ne var biliyor musunuz?

Temelde araçlar ve teknolojik uygulamalar, duyguları bize daha çok sayıda daha sık daha girişik yaşatmaktadır. Peki duygularımız bu şekilde tüketile tüketile yok mu oluyor? Hayır. Olan nedir o zaman?

Olan şu…

Kahvaltı, yolculuk, selamlaşma, sohbet vb. hayata dair ne varsa bunlarda kullandığımız araçlar duygularımızın eskiden olduğu gibi saatler ya da günler içinde yavaşça değişmesini engelleyip saniyeler içinde değişir hale getirmiştir.

Çocuk ya da bizler kara ekranda önümüzden akan şeylerin hızına öyle bir kapılıyoruz ki normal ve gerekli hayatın hızı artık bize o kadar yetersiz geliyor ki susamış gibi o kara ekrana bakmak ve parmaklarımızı o ekrana tıklatmak için aşeriyoruz.

Hayat, önümüzden o kadar hızlı geçirilmekte ki normal yaşam artık müthiş sıkıcı…

Sonuçta duygularımız sekiz tane ve bunlar hiç değişmiyor. Eskiden de şimdi de bu duyguları yaşıyoruz. Fakat kızmış bir demirin üstüne dökülen su misali sokakta bir adama kızmışken ansızın gördüğümüz yakın bir arkadaşa aynı saniyede gülümsemek zorundayızda olduğu gibi duygularımız salise salise uyarılmaktadır. Kızgın demir soğuk suyla nasıl çatlarsa ani duygu değişimlerinin de bizden bir şeyler alıp götürmediğini söylemek imkansız. Götürdükleri nelerdir bilinmez ama araçlar ve uygulamaların duygularımızı bir yerele alıp götürdüğü kesin. O gittiği yerlerin nereler olduğunu ben bilmiyorum çünkü giden o duyguyu insanların hep donuk olan yüzünden anlıyorum, vagondaki, otobüsteki, sokaktakilerin hepsi kara ekrana donuk donuk bakıyor ama bu donuk halle o duygunun nereye gittiğini tüm ekranları aynı anda göremediğim için bilmiyorum.

Ha… değişen ne var diyeceksiniz. Değişen tek şey şekil… Duygular hep aynı ama biraz daha antrenmanlı, biraz daha gerilmiş ve artık sürekli doymak bilmez halde… Hiç kara ekran başında sabahladığınız oldu mu? Beklentiye dair duygunuzun uykusuz bir şekilde sabaha kadar sündürülmesinin bizlerden alıp götürdüğü bir şeyler var mı yok mu?

İnsanlığın Amacı Ne Olmalıdır?

TED

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı