Nezaket Eylemlerinin Bir Nedeni Var Mı - Serkan Hüseyin Atay
Kayıt Dışı

Nezaket Eylemlerinin Bir Nedeni Var Mı

Nezaket Eylemlerinin Bir Nedeni Var Mı soru bu gelin hepbirlikte bir beyin fırtınası yapalım..

Karşımızdaki ile iletişim kurarken neden nazik olmalıyız?
Bu çok önemli!
Nazik olursak karşıdaki de bize nazik olur.
Karşımızdaki insanla iletişimimize olumlu katkı yapar.
Karşımızdaki daha dikkatli dinler.
Daha hoş karşılar.
Kaba davranışımız iletişimi olumsuz etkileyebilir.

Kendinizi ilkokulun bir sınıfındaymış gibi hissettiniz değil mi?
Ne kadar sıkıcı…

Atın bunların hepsini çöpe…

Nezaket eylemlerinin sebebi bunların hiçbirisi değildir.

Venedik (Venice/Venis)

Yüksek olasılık bu şehrin kıyıları deniz yükselmesiyle sular altında kalmıştır. Eğer kıyı yani evinizin önü suyla dolarsa orayı terk etmezsiniz. İskeleye benzer bir dolgu yaparsınız ve o yarım metrelik su yükselmesini hem engellemiş hem de kıyınızı genişletmiş olursunuz. Venedikliler de öyle yapmış. Dev tahta kazıkları çakmışlar kıyıya. Üzerine su geçirimsiz taşlar döşemişler. Üstüne de muhteşem yapılar inşa etmişler. Bunu Venedik’in her yerine yapmışlar. Gidip San Marco Meydanını görmelisiniz.

Günümüzde yüksek olasılık petrolün etkisiyle Dünya ısınmış durumda, bunun da etkisiyle buzullar erimiş ve deniz yine yükselmiştir. Hoş bu deniz yükselmesi Venedik’i daha güzel yapmıştır çünkü kayıktan adımınızı hemen kaldırıma atabiliyorsunuz ve kanallardaki suyun bina renkleriyle oluşturduğu ahenk muhteşem. Zaten ben dahil dünyadaki insanları oraya çeken şey de bu güzellik. Hiç şüphe yok ki Venedik Dünyanın en güzel şehri. Tabi ki bana göre öyle…

Venedikliler geçmişte yarım metrelik yükseltiyle sorunu çözmüş ama su artık daha gerilere gitmekte. Çözümü da kanalların ağzına dev kapaklar yapmakta bulmuşlar. Yıllarca uğraşıp ağırlığı 300 ton (300 araba ağırlığı) olan kapaklar yapmışlar.

Her biri yarım gemi büyüklüğünde olan beton zemini de yapıp kapakları kanalların ağzındaki bu zemine indirmeye başladılar. Her bir adımda o kadar büyük bir incelik gösteriyorlar ki hiç bir sorunla karşılaşmıyorlar.

Ta ki indirmenin son anına kadar!

İşin başındaki kişi, dev pimin yerine yerleşmesine santimler kala işlemi durduruyor. Çünkü indirme hızı milimlerle ölçülebilecek kadar daha hazlı. Bunda ne var ki denebilir ama o kadar hızın yaratabileceğini hesap ettiklerinde alttaki vanaları çatlatıp alttaki zeminde bekleyen insanları tehlikeye atabilirmiş. Sonra hızını düzenleyip tekrar deniyorlar. Çekirge adını verdikleri ve 700 ton kaldırabilen vinçle milim milim indiriyorlar.

Bunun nezaketle ne alakası var?

Yaş toplantısı…

Hani cumhurbaşkanı ve generallerin katıldığı gizli toplantı…
O toplantıya katılanlardan biri edimlerinde: “Yapar mısın, eder misin?” şeklinde müthiş bir nezaketle yaklaşıyordu bana. Normal bir asker ise: “Al, ver.” şeklinde emir yağdırır gibi konuşuyordu. Cem Yılmaz’a da konu olmuştur bu en üsttekiyle en alttakinin zıt davranışları. O zaman denebilir ki statüyle nezaket arasında bir ilişki vardır. Hayır, yok.

Paraya sahip insanlar vardır. Medyada onlarla ilgili konuşmalara sahip olursunuz. Nasıl nazik konuştukları ballandıra ballandıra anlatılır. O zaman paraya sahip olmak da insanı nazik yapar. Hayır, o da değil. Paraya sahip: “Kroyum ama para bende.” tipli insanlar da vardır. Keza statüsü yüksek insanların arasında da kaba olan pek çok kişi bulunur.

Nedir o zaman nezaketin nedeni?

Venedikte tam dolunayda kurt adam görüneceği zaman yükselen suları kontrol altına almak isteyen insanların o milim milim ince davranışları incelenirse o zaman nezaketin nedeni bulunabilir.

MESA Projesi adını verdikleri bu çalışma yıllarca süren ve milyar dolar gerektiren bir uğraş. Bunun için işinin en ehli insanlar bu projeye seçilmiş durumda. Bu zeki insanlar 50 metre enindeki çelik levhanın 50 metre 1 milim olmaması için yıllarca plan yapıyor. Levhanın kaynakla kesilirken milim buruşmaması için kesimi su altında yapıyorlar. Ne bir milim eksik ne bir milim fazla olacak diyorlar. Çünkü kapaklar o zaman su sızdırır ve Venedik’in yapıları aynı Piza Kulesindeki eğilmede olduğu gibi tehlikeye girer.

Mühendislere bu milim inceliği yaptıran şey aynı zamanda nezaketlerinin de kaynağıdır. O kaynak da onların zekasıdır.

Bir insan ne kadar zekiyse o kadar nazik olmaktadır. Neden mi?

Bir bisiklet düşünün, hiç vitesi yok. Benim vardı öyle. İlk çevrimi epey zor oluyordu. Bir adımla iteleyip hareket ettirmek daha kolaydı.

Beş vitesli bir bisiklet düşünün. Vitesi 1’e aldığınızda ne kadar da rahat kalkarsınız değil mi?

Bir de 100 vitesli bir bisiklet düşün. Tabi ki öyle bir vitese gerek yok ama zekayı açıklayabilmem için böyle bir örneğe ihtiyacım.

HER ÖKÜZ AYNI SOPAYLA SÜRÜLMEZ

İnsan davranışları her zaman aynı vitesle hareket ettirilemiyor ya da 1, 5 ya da 100 vitese sahip bir insan karşıdakine göre vitesi azaltıp çoğaltabiliyor. Duruma göre vites sayısını istediği gibi ayarlayabiliyor. Bu vites ayarlama olayı nezaket olsun. Bebeği engelli doğan bir kadına, ilk saniyede bebeğiniz özürlü doğmuş derse 1 vitesli doktor, kadın da intihar eder. Oysa 5 vitese sahip bir doktor, bebeğiniz diğerlerinden hafifçe farklı derse ve alıştıra alıştıra söylerse kadın şoku belki de kısa sürede atlatır. 100 vitese sahip bir doktorsa, yani en nazik doktor: “Bebeğiniz akranlarından anlamlı bir şekilde farklı, yine de alacağı eğitimle bu farkı kapatma olasılığı var.” gibi açıklamalar yapıp eğitim sağlık gelecek yaşantılar konusunda destek olabileceğini gösterirse kadın şoktan çıkıp inkar aşamasına geçmede epey bir yol alabilir. Daha sonra da kabullenmeye geçebilir.

Zeka, nezaketi belirleyen temel yapıdır. Bir kişi ne kadar zekiyse o kadar naziktir. Çünkü elinde 100 vites vardır. Şuraya bastır dediğinizde 5 vitese sahip biri en fazla 1’le 5 kademe aralığında bastırabilir. Oysa 100 kademeye sahip biri 11’le başlar. Daha fazla basınç istediğinizi algılayıp 42’ye çıkarır. 30’a indirir. Tam tersi olarak vitese sahip olmayan birine bastır dersiniz. Yani vur dersiniz. O öldürür. Çünkü elinde sadece açma ve kapama düğmesi vardır. Ya bastıracak ya da bastırmayacak. Onun için ne kadar bastırıldığının bir önemi yok.

Günlük yaşamda da öyledir.

Karşımızdakinden ince ayar (nezaket) bekleriz. Eğer karşımızdaki zekiyse, yani davranışları parlıyorsa, aynı Venedik’teki mühendisler gibi milim milim ince ayar verecektir. Bu tavırları, bu inceliği sizi mest edecektir. Kişi bu ince davranışları hayatının her safhasında gösterir. Nezaket, sadece bu ince ince dokumanın tek bir ürünüdür. Pim, diğer parçalara zarar vermesin diye uğraşan mühendis yüksek olasılık siz utanmayasınız diye sizin açığınızı da kapatacaktır. Hem de en ince davranışlarla…

Nietzsche (Niça) şöyle demektedir: “En insani davranış bir başkasının utanılacak duruma düşmesini önlemektir.”

En insani davranışın karşılığını siz 100. vites olarak algılayın.

Hangi Hayvanlar Düşünebilir?

TED

Click to rate this post!
[Total: 1 Average: 5]

İlgili Makaleler

3 Yorum

  1. Çok hoşuma giden cümleler var yazınızda.cok derin anlamlar içeren.sizinle aynı fikirdeyim bu makalenizde.emeginize sağlık

  2. Serkan Bey yazmış olduğunuz makaleler yorumlar o kadar anlamlı ki severek okuyorum takip ediyorum ayrıca arkadaşlarıma çevreme yazılarınızdan bahsediyorum tavsiye ediyorum okumaları için yazılarınızın devamını bekliyorum emeğinize sağlık teşekkür ederim

  3. Merhaba Serkan Bey, evet yazınızda da belirttiğiniz üzere karşımızdaki insandan çoğu zaman nezaket bekleriz(ama sadece zeki ise anlayabilir bunu).Farklı düşünce becerilerimizi görmemizi sağladığınız için çok teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı