Evet, bugün hava güneşli. Hastaneler tıklım tıklım. Kuyruk var. Dokuz geyik stresten hasta olmuş. Hayvan hastanesi stresten hasta olmuş binlerce zebra ve geyiğin istilası altında. Aslında daha önce böyle olaylar görülmezmiş. Fakat yakın zamanda stresin hasta edebileceği dillendirildiğinden beri geyikler işkillenmiş ve hasta olmaya başlamış. Hasta olmalarının tek sebebi de su içerken müthiş bir stres yaşamaları olarak gösteriliyor.

Su içen geyik her an Arslan gelebilir diye diye hasta oluyormuş. Bunu duyan diğer geyikler de ne olur ne olmaz deyip hayvan hastanesinin kuyruğunu uzatıyormuş. Peki neden eskinden hastanede böyle kuyruklar olmazmış. Çünkü negatif düşüncenin hasta ettiği dedikodusu yeni yayılmış. Modaya ayak uydurmak isteyen geyikler ve bir takım zebra grubu da bunlara katılmış durumda.

Nedir bu negatif düşünce?

Gerçekteki aydınlık ve karanlık bölümleri tersine gösteren fotoğraf camı veya filmi, negatif olarak adlandırılır. Geyiklerin de eskiden olmadıkları bir duruma kendilerini inandırmaları aynı fotoğraf camı veya filmi gibi negatiftir. Terstir yani. Negatif düşüncenin hasta etmiş olması için geyiklerin daha önce de stresten hasta olmuş olması gerekirdi. Oysa bu son dönemin modası. Stresten geyik hasta olmaz. Olsa olsa Arslan’a yem olur.

Negatif düşünce hasta etse ayılarla neredeyse aynı yerde yaşayan bazı Amerikalı ve Rusların da sürekli stresten hasta olması gerekirdi. Oysa sürekli neşe içindeler. Geyikler de öyledir. Hatta Johan Huizinga hayvanların oyun oynadığını söyler. Neredeyse tüm bilim çevresi de bu tezi haklı bulur. Çünkü bir başka araştırmacı olan Maslow’da güvenlik endişesi yaşayan birinin oyun oynamayacağını söyler. Güvenlik endişesi yaşayan bir geyiğin oyun oynaması akla mantığa sığmaz. Sürekli endişe içinde su içen, ot yiyen bir geyik nasıl olur da neşe ile oyun oynar? Ne iki artı bir evi var, ne malikanesi… Geyik her an negatif düşünce içinde içinde olamaz da zaten.

Negatif düşünce, olumsuz düşünce demektir. Gereklidir de…

Kapkaranlık bir sokağa gece yarısı tek başına girmek istemeyip yol değiştiren genç kızın bu hissi yaşama içgüdüsü ile alakalıdır. Bu düşünce de olumsuz gibi görülse de yaşama içgüdüsünün yarattığı bir sezidir. İçgüdü yanılmaz, çünkü bilinçten bağımsızdır. Kendiliğinden oluverir. Kendiliğinden oluşan bir şeyin hasta ettiğini söylemek insanın bozuk olduğunu gösterir. Eksik olduğuna dalalet eder. Hasta doğduğunu gösterir. Oysa içgüdü denen şey türün tüm bireylerinde aynı şekilde görünendir. Sadece tek bir kız kapkaranlık sokağa girmemeyi tercih etmez. Tüm kızlar böyle yapar.

Negatif düşünce kalp, kanser, damar hastalıkları ve mide rahatsızlıkları gibi hastalıkları tetikler. Hayır. Böyle bir şeyin olması için kalbin ritminin her dakika çok yüksek olması gerekir ki öyle değildir. Hatta çoğu insan olumsuz düşünce anında dinginleşir. Bazıları gündüz rüyasına benzer şekilde dalar gider. Biri yanında konuşsa bile duymayabilir. Aklında o olumsuz durumdan nasıl çıktığını gösteren şema vardır. Çoğu insan bu şemaları içinden çıkamadığı durumlar için sigorta gibi kullanır. Çok istediği ama elde edemediği bir şeyi dalıp gittiği gündüz rüyasında olmuş gibi görmek her insan için geçerlidir. El sallasanız ve sizi fark etse hemen kendine gelir. Bunu insanların neredeyse tamamı yaşar. Bu olumsuz düşünce biçiminin tüm insanlığı hasta etmesi gerekmez miydi?

Kaldı ki olumsuz düşüncenin kötü olması sağlıkla değil din ile alakalıdır. Din dünyaya hüsnü zan ile değil su-i zan ile bakmanın iyi bir şey olmadığını söyler. Zira zannın çoğu haramdır.

Kişinin kendisi veya herhangi bir insan için kötü düşünmesi zannetmek anlamına gelebilecektir. Bu da başka bir insanın hakkını yemek olabileceği için kul hakkına girer. Kul hakkı da büyük yedi günahtan biridir. Büyük yedi günahtan birini işlememesi için insanın her şeye hüsnü zan ile bakması gerektiği öğretilir.

Ha! Bir bakıma doğrudur. Negatif düşünce insanı hasta edebilir. Fakat bir insan hakkında su-i zan ile düşünüp bunu dedikoduya çevirdikten sonra karşıdakinin saldırısı insanı hasta eder, hastanelik yapar. Normalde negatif denen olumsuz düşünce bu şekilde insanları birbirine düşürebilir.

Fiziki zararlara giden yolu açabilir. Yoksa kötü düşünen ve bunu kimseye dillendirmeyen insan hasta olmaz. Hatta dinde insanın her şeyi her yerde söylememesi gerektiği salık verilir. Denir ki: “İstemediklerini söyleyen, istemediklerini duyar.”

Bu yüzden insanın güzel görüp güzel konuşması en istendik olan şeydir. Olumsuz düşüncenin kimseye bir faydası yoktur. Zararları ise saldırganlık olarak ortaya çıkabilir. Hastalık olarak değil. Hastalık eden şeyler genellikle el tutulup göz görülür. İnsanı hasta eden şeylerin sayısı çok değildir.

Yine de bunların arasında negatif düşünce yoktur. Öyle olsa katiller, hırsızlar, yalancılar sürekli hasta olurdu. Hırsız her an yakalanma ihtimali ile yataktan kalkamazdı. Oysa Romalı bir general askerlerinin hırsızlar kadar çevik olmasını istermiş.

İnsanı hasta eden olaylardan biri soğuk ve sıcaktır. Çok büyük düşünürler buzullarda araştırma yapmak isterken soğuktan dolayı can vermiştir. Çoğu insanın da aşırı bir şekilde güneşe maruziyeti sonucu bozulan termostatından dolayı hayatının sonlandığı bilinir.

Çünkü hasta olmak fiziksel etmenlerin etkisiyle gerçekleşen bir iyi olmama halidir. Bu insanlar da tamamen olumsuz fiziksel etmenlere maruz kalmıştır. Olumsuz düşünceden dolayı donan insan da görülmemiştir.

Toz da insanı hasta eder. İbni Sina: “Toz olmasaydı, insanlar bin yıl yaşardı.” demiştir.

Asitli yiyecekler de hastalık sebebidir. İnsan vücudundaki elektronlar eksi ve artı olmak üzere eşittir. Sürekli asitli yiyecekler yemek, eksi ve artı durumunu eksiye çevirir. Böylece insan hasta olur. pH oranı yüksek nane ve ıhlamur gibi şeyler içmek bazen bu eksiyi artıya çevirir. Bu durum da insanın fizyolojisi ile alakalıdır.

Yüksek ve alçak basınca maruz kalmak da insanı hasta eder. Normalde insan baş aşağı iken bile su içebilir. Bu onun iç basıncı ile alakalıdır. Bu basınç derin denizde büzülmeye, yüksek dağda genleşmeye neden olarak insanı hasta eder. Bunun da olumsuz düşünce ile bir alakası yoktur.

Radyasyona maruz kalmak da insanı hasta eder. O yüzden doktorlar sürekli röntgen veya BT çektirme gibi vücudu yıpratan radyasyon kaynaklarından uzak durulmasını tavsiye eder.

Titreşim de insanı hasta edebilir. Özellikle titreşim içinde çalışan insanların üst üste bir iki dakikadan fazla titreşime maruz kalmaması için yönetmelikler hazırlanmıştır. Titreşimin de olumsuz düşünceyi andıran bir tarafı yoktur.

Zehre (gaz, toz, sıvı) maruz kalmak da insanı hasta eder. Özellikle inşaat sökümlerinde ortaya çıkan asbet zehrinin hasta ediciliği oldukça yüksektir.

Bakter, virüslerde hasta eder. En yakını yaşadığımız Covid 19’dur. Olumsuz düşünce değil, pandemi insanı öldürüyor. Bir iki yıldır yaşadığımız pandemi müthiş olumsuz düşünceler ortaya çıkarmaktadır. Fakat insanlar bu olumsuz düşünceden dolayı hasta olmamaktadır.

Ergonomiye uyulmaması da insanı hasta eder. Bacak bacak üst üste atıp saatlerce öyle oturmak yüksek olarak eklemleri hasta edecektir.

SONUÇ…

Görüldüğü gibi olumsuz düşünce değil tamamen fiziksel etkiler hasta eder. Yani aşırı gürültüye maruz kalan bir kişinin yaşadığı anksiyete ve kalp sorunları gibi fiziki etmenli hastalıklar için gürültüden dolayı stres yaşadı. Hem işitme kaybına uğradı hem de aklını kaybetti denmesiyle olumsuz düşüncenin hastalık sebebi olarak yüceltilmesi doğru değildir.

Tanrının Var Olduğunu Nasıl Anlarız