Bu yazı sonunda hayatın anlamını öğrenecek olmanız ne garip değil mi?
Hele ki hayatınız boyunca yaşadığınız hayatın bir anlamı olmadığına dair anlamlı pek çok yazı, film, özlü söze tanık olmuşsanız!
Hayatın anlamı en güzel yiyecekleri yemekte gizlidir.
Düğün yaptığınızı ve öğlene yakın kocaman bir bahçede tüm misafirleri bu bahçede cağ kebabı ile karşıladığınızı düşünün. O çıtır çıtır incecik etin yanında ayran, salata, çeşitli içecekler vs. olduğunu, incecik ekmekle servis edildiğini hayal edin. Yemeği en çok sevdiğiniz yiyecek… Et. Daha başka ne isteyeceksiniz. Düğün için daha güzel bir başlangıç olamaz. Yemek için düğünü beklemeye de gerek yok. Yiyin yiyebildiğiniz kadar.
Yine de dünyanın en güzel yiyeceği sadece et değildir. Öyle meyveler var ki insan yerken mest olur. Güzel bir yemeğin ardından gelen meyve tabağına kimse hayır demez. Demez demez de yine de dünyanın en güzel yiyeceğini yemeniz hayatın anlamını bulduğunuzu müjdelemez değil mi? İnsan çok güzel yiyecekler yediği zaman mutlu olur ama en güzel yiyeceği yiyen birinin hayatın anlamını bulduğunu söylemesi karşısında alacağı ifadeler pek inanmaz tavırlar olabilir.
Hayatın anlamı parada gizlidir.
En güzel yiyeceklerin üstünde bir güce sahiptir para. Para ile en güzel yiyecekleri geçin; araba, ev, uçak almanız işten bile değildir. Paradan daha mutlu edecek ne var ki?
Parayı ne zaman bulduğunuza göre de hayatın anlamı değişir. Eğer doğuştan para sahibiyseniz anne babanız yüksek olasılık sizi sağlıklı ve başarılı yetiştirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Doğar doğmaz en lüks hastanede gözlerinizi açacaksınız. En güzel yataklarda en güzel evlerde uyuyacaksınız. En güzel şampuanlarla yıkanıp en güzel havlularla kurulanacaksınız. Her şeyin en güzeline layıksınız. Çünkü para insanlar için…
Diyelim ki parayı sonradan buldunuz. Daha önce para ile sahip olmaya çalıştığınız her şeye artık sahip olabilirsiniz. At, avrat, silah devri bittiği için at yerine parayla en güzel arabayı satın alabilir, silah yerine de en güzel bir mesleği icra etmek için bir sürü para harcayabilirsiniz. Hatta silah özleminiz varsa en güzelini alıp avradınızla poligona gidip daha önce yaşamadığınız hisleri yaşayabilirsiniz. Para ile yapacaklarınız sadece sizin gücünüze kalmış. Ayrıca para sayesinde artık her şeyi daha net görüyorsunuz. Hayatın anlamının parada gizli olduğu çok açık değil mi?
Maalesef hayır!
Dünyanın en güzel yiyeceğini yemekle insan mutlu olur, fakat hayatın anlamı, ne güzel yiyecekte, ne de paradır.
Din…
Evet. Din.
Din, insanın mutluluğu için neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini söyler. Yap dediklerini yapan, yapma dediklerini yapmayan insan mutluluğa erecektir. Kötü sözlerden kaçınacaktır. Kötü sözlerden kaçındığı için de başkalarını kırmayacaktır. Başkalarına kötülük yapmak aklından bile geçmeyecektir. Sebebi her ne olursa olsun her türlü kötü davranışa iyilikle karşılık verecek ve çevresince örnek bir insan olarak addedilecektir. Böylece bahtiyar olan insanın hayatın anlamını bulmuş olacaktır.
Fakat!
Yine de bir şeyler eksik değil mi?
En güzel yiyeceği yiyen insan bu lezzette hayatın anlamını bulabilmiş değildir.
Bir sürü parası olan insan da hayatın anlamını bulmuştur diyemeyiz, çünkü dünya paralı hem de çok çok paralı insanlarla doludur. Tek biri bile hayatın anlamını para ile bulduğunu söyleyemez.
O zaman din midir hayatın anlamı? Hayır! Dindar bir insanın hayatında eksik olan şey ten teması olabilir mi?
Ten teması bir annenin elinin sıcaklığıdır.
Bir dostun omza sardığı kolu…
Bir sevgilinin alnına konan öpücüktür. Ten teması insanları en çok mutlu eden şey olabilir mi? Hayatın anlamı ten temasında gizli olabilir mi?
Doğar doğmaz kucağına bebeğini alan annenin hayatın anlamını bulmuşçasına kendini huzurlu hissetmesi onun hayatın anlamını bulduğunu gösterebilir mi?
Hayır! Bir süre sonra neredeyse tüm annelerin mutsuzluğu ilk haline dönebiliyor. Demek ki hayatın anlamı ten temasında da gizli olmayabilir. Ama insanlar bebek yapmak ya da yapmamak için ten temasında bulunabiliyor. Hayatın anlamı burada değilse başka nerede olabilir ki? Bir insanı daha çok mutlu edecek ne olabilir ki?
Beşinci sırada gelen en güzel yiyecek hayatın anlamını veremiyorsa…
Dördüncü sırada gelen para insana istediği mutluluğu veremiyorsa, sadece bir anlık mutluluk getiriyorsa…
Üçüncü sırada gelen dinle hayatın anlamını yakalamıyorsa insan, mutlaka ikinci sırada gelen ten temasına ihtiyaç duyuyorsa o zaman hayatın ilk anlamını verecek o ilk sırada gelen şey nedir?
Hiç dikkat ettiniz mi? İnsanların stattaki hallerine? Hiç dikkat ettiniz mi? Camide hep birlikte huşu için namaz kılmalarına? Birlikte gün yapmalarına? Tatilde nasıl mutlu zaman geçirdiklerine? Hiç dikkat kesilip tüm bu anların ortak noktası nedir diye düşündünüz mü?
Hepsinin tek bir ortak noktası var.
Hayatın anlamı da işte bu noktada gizli. Aslında çok basit bir cevabı var. Hayatın anlamına götüren cevap da bu noktaya bağlıdır.
İnsanın kendinden büyük bir şeyin parçası olması insanı en çok mutlu eden şeydir. İnsanın mutlu olduğu an da hayatın anlamını bulduğu andır. Hayatın anlamı sadece ve sadece mutlulukta gizlidir. Mutluluğun üzerinde insanı harika yapacak başka bir şey yoktur. Eğer insan en harika hissettiği zamanda hayatın anlamını bulamayacaksa en kötü zaman da mı bulacak? Hayır. Hayatın anlamı kesinlikle mutlulukta gizli.
İnsanlar kendinden büyük bir şeyin parçası olarak hep birlikte stadı doldurup aynı amaçla bağırdıkları zaman en mutlu hissettikleri zamandır. Hayatın anlamı da bu anlarda gizlidir. Hayatın anlamı sürekli değildir. Mutluluğa bağlıdır.
İnsan eğer kendi yeteneğini bulup da sevdiği işi sevdiği insanlarla birlikte yapıyorsa hayatın anlamı bulmuştur. Fakat!
Nasıl insanların çok büyük bir çoğunluğu, hatta çok büyük çoğunluğu bile fazlalığı anlatmak için eksik kalabilir. Arthur Shopenhauer bu sayıyı o kadar çok az görür ki iki kişinin birbirine aşık olmasını neredeyse imkansız olarak niteler. Yine de var olduğunu söyler. Ama çok çok az.
Bir erkeğin bir kıza, bir kızın bir erkeğe aşık olması karşısındakiyle evlenmeyi garantilediği anlamına gelmez. Tarihte pek çok aşk intiharı vardır. Bunlar sevdiğine kavuşamadığı için öbür tarafa uçan insanların karşılık bulamadığının delilidir.
İnsanların çoğu aşık olduğu kişi ile evlenmez. Diyelim ki en çok sevdiği işi yapıyor, fakat aşık olduğuyla değil başka biri ile birlikte olan birinin çok mutlu olduğu ve hayatın anlamını yakaladığı düşünülemez. Diyelim ki ünlü düşünürün ön gördüğü o az aşka sahip insanlar üstüne kendi yetenekleri ile işlerini en sevdikleri biçimde en sevdiği insanlarla yapıyor. İşte bu insanlar hayatın anlamını bulmuş insanlardır. Dünyada istenebilecek her şeye sahiptirler. En sevdikleri yemek, istedikleri kadar paraları olmasın. Kendileri kendinden büyük bir şeyin parçasıdırlar. Hayatın anlamının tam ortasındadırlar.
İsterlerse hiç paraları olmasın. Birbirlerini nasıl sevdiklerini gören insanlar sırf onlara imrendiği için onlara yardım edecektir. Zaten kendi yetenekleri ile en sevdikleri işi çok güzel yaptıkları için insanlar bunun için para verecektir. Birlikte en güzel yiyeceği, en istenir inanç yaşayın, tensel temasın olduğu en güzel anları istedikleri gibi bulabileceklerdir.
Dünyada bunun üstünde istendik bir şey yoktur. Hayatın anlamı da bu ikisinin arasındaki elektrikte gizlidir. O elektrik etraflarında ki her insanı mıknatıs gibi kendilerine çeker. O kadar çok sevilirler ki her örnek gösterilişlerinde dünyadan, paradan, yiyecekten biraz daha koparlar. Hiç kimsenin tadamayacağı anları tadarlar. Hayat sanki o an başlar. Hem de tüm anlamıyla…
Şimdi kendinize sorun:
“En yetenekli olduğum alanda en sevdiğim işi mı yapıyorum?”
Aşık olduğum kişi ile mi evliyim?
Çevrem sevdiğim insanlarla mı çevrili?
Bu üç soruya “evet” cevabı vermeniz hayatın anlamını hissediyor olduğunuzun ispatı olacaktır.
Mutlak Ahlak Diye Bir Şey Var Mı?
Negatif Düşünce İnsanı Hasta Eder mi
Tanrının Var Olduğunu Nasıl Anlarız
WTF ne demek? WTF anlamı nedir?
4 Yorum